Bilinmesi Gerekenler
  İnsanlara çip takılması onaya kaldı !..
 

1- İnsanlara Çip Takılması Onaya Kaldı!..
2- İzin Alınması Beklenen Çip İnsanlarda Kullanılıyormuş!..






İnsanlara Çip Takılması Onaya Kaldı !..
ABD’nin Florida eyaletindeki bir firma, deri altına takılacak çip için hükümete onay başvurusunda bulundu.
 
Applied Digital Solutions şirketinin baş teknoloji yöneticisi Keith Bolton, parmakları arasında VeriChip adı verilen çipi tutuyor.  Washington  NTV-MSNBC

28 Şubat —  Florida’da bulunan bir teknoloji firması, ABD hükümetine başvurarak, insanların derilerinin altına yerleştirilerek, kimlik belirlemesinde kullanılacak bir bilgisayar çipinin pazarlaması için onay istedi. Havaalanları, nükleer santraller ve diğer güvenlik öncelikli mekanlarda faydaları hızlı bir şekilde hissedilecek çipler, aşılması neredeyse imkansız bir güvenlik sistemi sağlayacak. Ancak sivil toplum örgütleri çipin, sivil özgürlükleri ciddi olarak sınırlayacağı uyarısında bulunuyor.

 Deri altına yerleştirilecek çipler, bilimkurgu fikirlerinden birinin daha gerçeğe görüştüğünü gösteriyor. İnsan vücuduna çip yerleştirilmesini savunanlar, kolaylıkla taklit edilebilen kimlik kartlarının ve onlarca güvenlik görevlisiyle korunan mekanların, bu teknolojinin kullanımıyla birlikte tarih olacağını savunuyorlar. Bir pirinç tanesi büyüklüğündeki bilgisayar çipi kolaylıkla deri altına monte edilecek, ancak çıkarılması ve taklit edilmesi zor olacak. 

       Bu teknolojinin diğer kullanım alanları da ufukta yavaş yavaş görünüyor. Ufak bir cihaz eklenmesiyle, her hangi bir kişinin uydular sayesinde dünya üzerindeki her hareketini izlemek mümkün olabilecek, bu izleme sırasında kişinin medikal bilgilerine kadar yüzlerce detay bir veri tabanına aktarılabilecek. Kaçırma olayları ve sağlık sorunu olan kişilerin tıbbi destek alması gibi konularda bu teknoloji çığır açacak. 

       VeriChip adı verilen yeni çipin, 11 Eylül’den sonra, bilim dünyasının güvenlik sorunları konusunda daha yoğun çalışmasının sonuçlarından bir olduğuna dikkat çeken sivil toplum örgütleri bununla birlikte sivil özgürlüklerin bu furyada unutulmaması gereğine dikkat çekiyorlar

       Electronic Frontier Foundation isimli sivil toplum örgütünde görüşlü avukatlardan Lee Tien, “Problem, her zaman bu aracın yarın hangi amaçlar için kullanılacağını düşünmek zorunda olmaktan geçiyor. Biz buna fonksion kayması diyoruz. Önceleri bir araç hepimizin iyi olduğunu kabul ettiğimiz amaçlar için üretiliyor ve kullanılıyor, ama bir süre geçince yavaş yavaş amacını aşan işlerde de kullanılmaya başlıyor” diyerek bu teknolojinin kullanımı konusunda gelecek için duyduğu korkuyu dile getiriyor. 
       

BAKANLIK ONAYI BEKLİYOR


        Applied Digital firması, yakında ABD Gıda ve İlaç İdaresi’ne yaptıkları başvurunun sonucunu yakında almayı umduklarını, onayın gelmesi durumunda ürünü, sadece gönüllü kişilerde kullanılacağını garanti eden kuurmlara pazarlayacaklarını belirtiyor.

       Firmanın baş tekonoloji yetkilisi Keith Bolton, kum üzerine çizdikleri çizgide VeriChip’in her zaman gönüllü kullanımı kuralını getirdiklerini belirterek “VeriChip’i hiç bir zaman insanları bu ürünü kullanmaya zorlayan bir kuruma vermeyeceğiz” diyor. 
  
     Yaklaşık on yıl önce Applied şirketi, aynı konud açalışan Destron Fearing isimli bir kuruluşu satın almıştı. Bu kuruluş hayvanlara benzer uygulamaları uzun sürelerle gerçeleştirmişti. Daha çok kaybolduklarında bulunabilmeleri için çiftlik hayvanlarına takılan çiplerin işleyiş mekanizmaları, bugün insanalara takılması düşünülenden hiç de farklı değildi.

       Deri altı çiplerinin hayvanlarda uzun süre kullanılmasına ve bir sorun yaşanmamasına karşın, Applied Digital’ın aynı teknolojiyi insanlarda kullanma kararı alması teknik değil etik nedenlere dayanıyor. Firmanın sonunda kararınıo vererek, ABD Gıda ve İlaç İdaresi’ne başvurmasının ardında yatan etkenlerden biri de 11 Eylül saldırılarından sonra güvenlik konularının zaman zaman etik sournların önüne geçerek, bu tip bir ürünün lisans alması için uygun bir zaman oluşturması. 
       

NASIL ÇALIŞIYOR


       İnsan vücuduna çip takılması işlemi kısaca şöyle çalışıyor:

       Bir şahıs ya da şirket Applied Digital şirketine başvurarak 200 dolar karşılığı satın alıyor, ve istediği bilşigleri çipe yükletiyor. Naklin yapılacağı kişi, pirinç tanesi büyüklüğündeki çipi büyük bir iğneyle deri altına yerleştirecek doktoruna götürüyor. Doktor yerleştirdiği çipin oynamadığını ve enfeksiyona yol açmadığını görmek için bir kaç hafta kontrol ediyor. 
  
     Çipin, herhangi bir enerji kaynağına ihityacı yok, bunun yerine deri üzerinde bir tarama aracı çalıştırıldığında aktif hale gelen 1 milimetre uzunluğunda manyetik bobin kullanılmış. Çipin üzerindeki minyatür bir transistör de sürekli olarak verileri iletiyor.

       Tarayıcı olmadan, çip okunamıyor. Applied Digital, çip okuyucuları hastanelere ve ambulans servislerine ücretsiz oarak dağıtarak, bu hizmetin standart araçlar arasında yeri olmasını sağlamaya çalışıyor. 
       

HAYIR MI ŞER Mİ?


       Henüz piyasaya çıkmamış olmasına rağmen çip ABD’de farklı dini gruplardan yoğun tepki alıyor. Teolog Terry Cook kimlik belirleyici çipin “şeytanın işareti” olacağını savunarak, İncil’de dünyanın sonuna doğru insanların belirleyici bir işaret takmak zorunda kalacaklarının belirtildiğini hatırlatıyor. 

       Benzer tepkilerden çekinen Applied Digital din adamlarına danışarak, VeriChip’in bu tanıma uymadığını, deri altında bulunan çipin, incilde tasvir edildiği gibi deri üstünde bir iz bırakmadığını belirten demeçler almış.


Sayfa Başına Dön                      Ana sayfaya dön






İzin Alınması Beklenen Çip, İnsanlarda Kullanılıyormuş!..


'Çip'siz girilmez!

AA - MADRİD - İspanya'nın Barcelona kentinde 'Baja Beach' adlı diskotek, müşterilerinin kimlik göstermeden giriş yapmaları veya harcamalarında nakit ödememeleri için derilerinin altına dijital çip takıyor.

'Verichip' adlı çipin, kolda deri altına yerleştirildiği ve 75 yıllık ömrü olduğu ifade edildi. 12 milimetre boyunda ve 2.1 milimetre eninde olan çipin, yerleştirilmesinde müşteriye lokal anestezi yapıldığı ve yan etkisinin olmadığı savunulurken, diskotek yöneticileri, uygulamanın çok tutacağı iddiasında.

 

Kişisel özgürlüklerimizi kaybetmemize ne kadar az kaldığının en iyi örneği

Bu sistem bir ABD şirketi olan Applied Digital Solutions ‘un geliştirdiği Verichip


             

Sistem söyle çalışıyor. Yukarıdaki resimde gördüğünüz mini verici birkaç saniyelik bir işlemle vücudunuzun herhangi bir yerine yerleştiriliyor.

Bu vericinin içinde kişiye özel bir tanımlama kodu bulunuyor ve bu kod VeriChip firmasının bilgisayarlarında saklanıyor. Siz bu klübe girdiğiniz zaman taşınabilir bir tarayıcı ile Chip’e bir sinyal gönderiliyor , Chip sizin kodunuzu alete yolluyor , bu bilgi internet üzerinden VeriChip firmasına gidiyor ve kimliğiniz saniyelerle ölçülen bir zamanda doğrulanıyor.

Gene bu firmanın bir ürünü olan VeriPay teknolojisiyle birleştirildiğinde kredi kartlarına rakip olacak bir uygulama ortaya çıkıyor. Tabii kredi kartını kolayca kaybedenler için güzel bir uygulama, kendinizi kaybetmedikten sonra parasız kalma diye bir problem olmayacak.

Yine bu haberde Barcelonada’daki BAJA CLUB’da Salı gecelerinin Chip’leme geceleri ilan edildiği ve müşterilerinde keyifle kendilerini Chip’lettikleri yazıyordu. Chip’li müşterilerin kuyrukta beklemeden hemen içeri girebildikleride not olarak verilmişti.

Bildiğim kadarı ile bizim klüplerde daha başlamadı ama herhalde eli kulağındadır , bizim Clubber’lar bu işi zaten moda diye hiç vakit geçirmeden yaptırırlar , hatta ne olur ne olmaz diye iki tane taktırırlar.

Tabii bu sistemin biraz geliştirilmesi lazım. Hırsızlarda bu arada boş durmayacak tabii , mesela Baja Club’da fazla içip sızıp kaldığınızı düşünün , bir ay sonra fatura geldiğinde o gece klüp’teki herkese içki ısmarladığınızı görebilirsiniz (tabiiki iflas ettiğinizi de). Siz uyurken Chip’in yerini bilen biri tarayıcıyı kullanarak herkese içki ısmarlamış olabilir. !!!!

Tabii bu işin espirisi ve ticari yönü. Bunun bence çok tehlikeli bir yönüde var.

Bu Chip’i taktırmakla kendinize bir elektronik pranga takmış oluyorsunuz.

VeriChip’in tarayıcısının olduğu herhangi bir yere girdiğinizde sizi tanıyacak ve firma bilgisayarına tarih , saat , koordinatlarınız gibi hertürlü bilgi girilecek ve bu bilgiler daha önce yazdığım yazıdaki Seisint gibi firmalarının bilgisayarlarınada bir daha silinmemek üzere kaydolacaktır.

Ayrıca bu tarayıcıların sadece dükkanlara ve barlara konulacağınında bir garantisi yoktur. Yolda , parkta herhangi bir yerde de olabilir ve sizi izleyebilir.

Veee de böylece büyük birader resmen aramızda olmuş olacak. Hürriyetlerimize elveda demiş olacağız.

Bilim kurgu filimlerinde izlediğimiz şeyler ne kadar kısa zamanda gerçek oluyor dikkat ediyormusunuz. Acaba bu filmler bizi olacaklara hazırlamak için mi önceden çekiliyor merak ediyorum !!!!

Bir dünya polis devletine doğru hızla gittiğimiz bu günlerde izlenmesi gereken bir gelişme !!!!

 

Aslında bu sistem hali hazırda bilinçli yada bilinçsiz olarak milyonlarca kişi tarafından halen kullanılmakta.
Adımıza kayıtlı olan GSM telefonları açılıştan itibaren düzenli olarak servis veren şirkete o anda nerede olduğunuzu, ne zaman konuşup ne zaman konuşmayı bitirdiğinizi sayısal olarak bildirmekte. Bununla beraber istenildiği taktirde SMS mesajlarınızın okunması yada konuşmalarınızın takibi mümkün.

Dünyadaki bütün telefon, faks, telsiz, SMS ve elektronik posta iletişimini dinleyen dev bir kulak: Echelon. Amerika Birleşik Devletleri'nin sürekli inkar ettiği Echelon'un varlığı resmi olarak ilk kez, 23 Mayıs 1999'da Avustralya, Canberra'daki Savunma Sinyalleri Müdürlüğü (DSD) Başkanı Martin Brady'nin yaptığı açıklamayla kabul edildi. Brady, ülkesinin 50 yıldır varolan ve gizlenen küresel bir elektronik izleme sisteminin parçası olduğunu kabul eden ilk kişi oldu. Bu gelişme, üye ülkeleri en çok da ABD ve İngiltere'yi rahatsız etti. Sisteme 5 ülke üye idi ve diğer üyeler, Yeni Zelanda ve Kanada idi. Ayrıca, çeşitli müttefik ülkelerde de Echelon'un üsleri bulunuyordu. Echelon sistemine ait Türkiye'de de üsler bulunuyor. Bu üssün Karamürsel'de olduğu iddia ediliyor.

Echelon hakkında Avrupa Parlementosu'ndaki ilk rapor 1988'de yayınlandı. AB raporuna göre ABD, Avrupa'daki telefon, faks ve e-posta haberleşmelerinin %90'ını Echelon sistemiyle denetliyordu. 1999'da, ABD'deki elektronik mahremiyet örgütü EPIC, Echelon'la ilgili olarak ABD hükümetini mahkemeye verdi.
Echelon'un ortaya çıkışıyla birlikte, ABD'nin uluslararası ihalelere girecek Amerikan şirketleri için rakiplerin sırlarını çalmak için de sistemi kullandığı öne sürüldü. İddiaya göre, ABD firmalarının katılacağı ihalelerde rakip şirketlerin iletişimi dinlenerek milyarlarca dolarlık kazanç sağlandı. Avrupa Birliği, İngiltere dışında bu ağa karşı engelleme çalışmalarını yoğun şekilde sürdürüyor.
ECHELON nasil çalisir?

ECHELON sisteminin veri toplamak için kullandigi çesitli yollar vardir. Gelismis anten sistemleriyle uydu haberlesmelerini dinlemek (ki çesitli raporlara göre bu antenler ABD, Italya, Ingiltere, Türkiye, Yeni Zellanda, Kanada, Avustralya, Pakistan, Kenya topraklarinda ve muhtemelen diger bazi ülkelerde de faaliyettedir), yeryüzündeki telefon hatlarini dinlemek, internet baglantilarini dinlemek (internet aginin anahtar baglanti-router noktalarinda ECHELON'un veri iletisimini filtreden geçiren sniffer sistemlerinin bulunduguna inanilmaktadir), kitalararasi iletisim hatlarini dinlemek (ABD'nin okyanus tabanindaki telefon hatlarini kontrol altinda tutabilmek için bu kablolara dinleme cihazlari yerlestirdigi bilinmektedir, bu cihazlardan biri 1982'de kablolarin bakimini yapan bir Fransiz sualti ekibi tarafindan bulunmustur) gibi çesitli yöntemlerle, dünya üzerindeki iletisim sistemlerinden geçen veri paketleri ECHELON tarafindan düzenli olarak toplanmaktadir. Elde edilen bu veriler, DICTIONARY (sözlük) adi verilen bir filtreleme sisteminden geçirilir. DICTIONARY, dinlenen veriler içinde ECHELON projesinin 5 ortak devletince belirlenen anahtar kelimeler, isimler, adresler, vs. gibi bilgileri tarayan bir bilgisayarlar agidir. Ayiklanan bu "tehlikeli" iletisim unsurlari uzmanlarca incelenmek üzere takibe alinir.

İddialara göre, Microsoft, ABD çıkarları ve bazı ticari sırları elde etmek için, ürettiği yazılımlarda bir açık kapı bırakıyor ve bu açık kapı sayesinde, ABD askeri ve istihbarat birimleri, üzerinde Microsoft yazılımı bulunan bilgisayarlardan kullanıcı farkına bile varmadan bilgi alabiliyorlar. Bilindiği gibi, başını Rusya, Çin ve Fransa'nın çektiği bazı devletler, bu tehlikeye karşı ülke sırları ve askeri güvenliği sağlamak için, Linux tabanlı "Milli İşletim Sistemi" üretme yoluna gidiyorlar.

Küresel bir bilgi ağı olan internetin yaygınlaşması ve e-devlet projelerinin geliştirilmesinin en önemli amaçlarından biri, kitlelerin daha iyi izlenmesidir. İnternet ne kadar çok yaygınlaşırsa, Echelon gibi kulaklara sahip ülkeler, ağ üzerinde dolaşmakta olan daha fazla bilgiyi alıkoyacaklardır. İnterneti kullanan, onun e-posta, haber grupları, web sayfaları, sohbet odaları gibi hizmetlerini kullanan herkes arkasında iz bırakmaktadır. Örneğin, ücretsiz e-posta adresi veren bir şirkete veya bir siteye kayıt olurken verdiğimiz bilgiler sadece o hizmeti aldığımız şirketin eline geçmez. Şirketler ticari olarak bunu başka firmalara satabileceği gibi, siber ağlar üzerinde dolaşan bu bilgiler Echelon ve benzeri sistemler tarafından yakalanır. Benzer şekilde, e-devlet projesi de hükümetlerin vatandaşlarını fişlemek ve davranışlarını izlemesinden başka bir şey değildir. E-devlet projesi, devletle olan ilişkilerimizde, bürokrasiyi azaltarak büyük yararlar sağlarsa da, bireyler için yarardan çok zarar getirebilir.
Jam ECHELON Day nedir?

Ilk kez 1999'da denenen sivil bir eylemdir.eylemin mantığı aynı günde, ECHELON filtreleme sistemine takilacagi bilinen anahtar kelimeleri içeren mümkün oldugunca çok email iletisi göndererek, ECHELON sistemini bir günlügüne de olsa kilitlemektir. 1999'daki denemenin basariya ulasip ulasmadigi bilinmemektedir.



Jam ECHELON Day 2001 - ECHELON'u Örseleme Günü

ECHELON nedir?
ECHELON, 5 devletin (ABD, Ingiltere, Kanada,Avustralya, Yeni Zellanda) istihbarat örgütlerinin dünya üzerindeki iletisim sistemlerini denetlemek için kurduklari ortak projenin kod adidir. ECHELON projesinin temelleri 1947'deki UKUSA anlasmasiyla atilmis, ve 1971'de hayata geçmesinden günümüze dek kapsamini ve kullandigi teknolojileri sürekli genisletmistir.

Liderligini ABD Milli Güvenlik Dairesi NSA'in yaptigi ECHELON'un bugün telefon görüsmeleri, emailler, internet baglantilari, uydu haberlesmeleri gibi akla gelebilecek tüm modern iletisim sistemlerini
büyük oranda denetledigine inanilmaktadir.

ECHELON nasil çalisir?
ECHELON sisteminin veri toplamak için kullandigi çesitli yollar vardir. Gelismis anten sistemleriyle uydu haberlesmelerini dinlemek (ki çesitli raporlara göre bu antenler ABD, Italya, Ingiltere,
Türkiye, Yeni Zellanda, Kanada, Avustralya, Pakistan, Kenya topraklarinda ve muhtemelen diger bazi ülkelerde de faaliyettedir), yeryüzündeki telefon hatlarini dinlemek, internet baglantilarini dinlemek (internet aginin anahtar baglanti-router noktalarinda ECHELON'un veri iletisimini filtreden geçiren sniffer sistemlerinin bulunduguna inanilmaktadir), kitalararasi iletisim hatlarini dinlemek (ABD'nin okyanus tabanindaki telefon hatlarini kontrol altinda
tutabilmek için bu kablolara dinleme cihazlari yerlestirdigi bilinmektedir, bu cihazlardan biri 1982'de kablolarin bakimini yapan
bir Fransiz sualti ekibi tarafindan bulunmustur) gibi çesitli
yöntemlerle, dünya üzerindeki iletisim sistemlerinden geçen veri paketleri ECHELON tarafindan düzenli olarak toplanmaktadir. Elde edilen bu veriler, DICTIONARY (sözlük) adi verilen bir filtreleme sisteminden geçirilir.
DICTIONARY, dinlenen veriler içinde ECHELON projesinin 5 ortak devletince belirlenen anahtar kelimeler, isimler, adresler, vs. gibi bilgileri tarayan bir bilgisayarlar agidir. Ayiklanan bu "tehlikeli" iletisim unsurlari uzmanlarca incelenmek üzere takibe alinir.

ECHELON bu kadar güçlüyse neden daha önce duymadim?
ABD hükümeti ECHELON'un varligiyla ilgili tüm iddialari reddetmektedir. Ama bu yeterli olmamali. Avustralya ve Yeni Zellanda hükümetleri ECHELON'un varligini kabul ettiler. ECHELON hakkinda Avrupa Parlementosu'ndaki ilk rapor 1988'de yayinlandi. 1997'de Steve Wright tarafindan hazirlanan politik kontrol teknolojileri konulu ikinci bir Avrupa Parlementosu raporu (raporun ingilizce orijinali http://cryptome.org/echelon-ep.htm) ECHELON hakkinda daha detayli bilgiler içeriyordu. Bu rapora göre ABD, Avrupa'daki telefon, faks, ve email haberlesmelerinin %90'ini ECHELON sistemiyle denetliyordu. Projeye ortak 5 devletin DICTIONARY'ye girdigi anahtar kelimeleri içeren bir veri elde edildiginde, o anahtari içeren iletisim paketi otomatik olarak istegi yapan ülkenin istihbarat örgütüne gönderiliyordu. Avrupa Parlementosu'nu rahatsiz eden nokta, bu sistemin potansiyel terör eylemleriyle ilgili bilgilerin ele geçirilmesinin yaninda, çesitli ülkelerle ilgili ekonomik istihbaratin da ele geçirilmesine olanak vermesiydi. Gerçektende, soguk savas dönemi sirasinda gelistirilen ve askeri bilgileri filtreleyen çesitli elektronik istihbarat sistemlerinin aksine ECHELON, resmi daireler, sirketler, organizasyonlar ve bireyler gibi kaynaklari dinlemektedir. Avrupa Parlementosu bu kaygilarin sonucu olarak kisisel mahremiyetin korunmasina yönelik bir arastirma komitesi görevlendirdi (http://www.heise.de/tp/english/inhalt/co/6724/1.html).
Italyan hükümeti ECHELON'un bilgi toplama yöntemlerinin Italyan kanunlarina aykiriliginin incelenmesi için bir komisyon kurdu
(http://www.sunday-times.co.uk/news/pages/sti/98/05/31/stifocnws01003.html?999).
Danimarka Parlementosu da benzer bir arastirma baslatti. Ve 1999'da, ABD'deki elektronik mahremiyet örgütü EPIC, ECHELON'un faaliyetleriyle ilgili olarak ABD hükümetini mahkemeye verdi
(http://www.epic.org/open_gov/foia/nsa_suit_12_99.html).

ECHELON'un topladigi veriler ne ise yariyor?
ECHELON'un 1947 UKUSA anlasmasinda karara baglanan temel görevi ulusal
güvenligin korunmasiydi. Projenin bugün de bu amaca hizmet ettigi biliniyor. Ama bunun yaninda, endüstriyel casusluk, sivil olusumlarin denetlenmesi (Amnesty International, Greenpeace, vs.), ve kisisel
iletisimin kontrol altinda tutulmasi gibi otoriter amaçlarla da
kullanildigi konusunda kanitlar var. ECHELON türünün tek örnegi degil, Rusya, Fransa, Israil gibi devletlerin de benzer sistemler kullandigi biliniyor, ama ECHELON benzerlerinin en gelismisi ve en utanmazi.

Jam ECHELON Day nedir?
Ilk kez 1999'da denenen bir sivil eylem olan Jam ECHELON Day, 21 Ekim
2001'de ikinci kez denenecektir. Eylemin mantigi, ayni günde, ECHELON
filtreleme sistemine takilacagi bilinen anahtar kelimeleri içeren mümkün oldugunca çok email iletisi göndererek, ECHELON sistemini bir günlügüne de olsa kilitlemektir. 1999'daki denemenin basariya
ulasip ulasmadigi bilinmemektedir. ECHELON'u olusturan bilgisayar
sistemlerinin ABD tarafindan finanse edilen sinirsiza yakin kapasitesi göz önüne alindiginda, böyle bir eylem girisiminin sembolik kalacagi hemen hemen kesindir. Ama eylemin asil amaci, insanlari ECHELON hakkinda bilgilendirmek, ve ECHELON'a karsi
tepkisiz kalinmayacagini, projenin sahiplerine göstermektir.

Sayfa Başına Dön
                      Ana sayfaya dön




 
  Bugün 3 ziyaretçi (10 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol